Sayfalar

12 Eylül 2020 Cumartesi

İYİ Kİ, İYİ Kİ!

 


















Hayatım boyunca ve özellikle de son yıllarda keşke'ler ve iyi ki'leri o kadar çok sorguladım ki.

Tüm bu sorgulamalar beni keşke'si az, iyi ki'si bol bir hayat sürme isteğine itti. Diğer yandan, yaşadığım -benim elimde olan ya da olmayan - pek çok keşke, en kafamı duvara vurduran cinsi bile, ne oldu etti, günün birinde bir iyi ki'ye dönüştü.

İşte o zaman iyice anladım ve taa içimde hissettim ki, hayatta yaşanan her şeyin mutlaka bir anlamı, sürecimiz içinde bir önemi var.

Tabii burada çok ince bir çizgi de var. "Ne istersem yapayım yaa, bugün keşke de desem yarın nasılsa bir şekilde iyi ki'ye döner, peh" gibi savsak bir zihin yapısına giriverirsen yandın. Çünkü onun da sonu yok, kendine saygın bitti mi geriye ne kalır? 

İşte bu 'denge' üzerine düşünüp duruyorum uzun zamandır.

Son bir yılıma dönüp bakıyorum, tam da bugün.

İnanılmazdı.

Tuhaf, matrak, sancılı, eğlenceli, sıcacık, hüzünlü, coşkulu, hızlı, yavaş...

Hem çok duran, hem de çok yaşayan koca bir yıl. Tam bir tezatlar silsilesi.

Çılgınlar gibi yazdığım (kendi kendime), bazen aşırı keyifle, bazen stresten saçlarımı yolarak çalıştığım, bir o kadar da yayılıp keyif yaptığım, çiçekler büyüttüğüm, bulutlara kadeh kaldırdığım, hayaller kurduğum, muhteşem müziklere, mum ışıklarına doyduğum günler...

Dostlarımla inanılmaz keyifli zamanlar geçirirken, birden pat diye onlarsız kaldığım (malum pandemi), sevdiklerime yumuş yumuş sokulabilirken, bir anda, dokunmak nedir unuttuğum (malum, yine pandemi), sakin, huzurlu ve mantıklı bir günün ardından, ertesi gün popomun üstünde otururken bile ortalığı birbirine katabildiğim zamanlar...

Bir sabah aynada kendime gurur ve mutlulukla bakarken, başka bir sabah, "Ne yaptın kızım, yuh!" diye aynaya kafa atmak istediğim bir acayip süreç...

Çok kızdığım, sevinçten havalara uçtuğum, çok korktuğum, çok derinden sevdiğim, çok üzülüp, bir o kadar da mutlu olduğum bir tuhaf sene, bir ilginç yaş!

Gülmeme engel olamıyorum şu anda, zamanında en sinirimi bozan şeylere bile gülesim geliyor,  her şey film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor.

Çünkü bugün benim için her zaman hayatımın en özel günü, bandı şöyle bir geriye sarıp, son bir yılımın filmini yeniden izleme günüm. 

Çünkü bugün, benim doğum günüm. 

Ve tabii yine gerilere gerilere gittim, hala da gidiyorum. 

"Hey Allah'ın salağı seniii..." dediğim şeylerle, "Aferin kızım sana!" dediklerim birbirine karışıveriyor yine.

Yeniden gülüyorum.

Yaşadığım her şeye çok içten teşekkür ediyorum. İyi, kötü her şeye.

Ve yine olumlu ya da olumsuz, hayatıma bir şekilde girmiş, çıkmış, beni bir şekilde etkilemiş herkese de çok çok teşekkür ediyorum, minnettarım.

Ve artık biliyorum, çok ama çok iyi biliyorum ki, hayatımdaki en büyük iyi ki'im, şimdi ve daima, benim!

Çok ciddi ve radikal kararlar aldığım ve gerçek bir yeni dönemin eşiğinden heyecanla geçiyor olduğum şu günlerde, belki de şunca yıllık ömrünün en önemli doğum gününde yine aynaya bakıyorum, yüzümde muzip bir hal, tatlı tatlı diyorum ki kendime:

İyi ki doğmuşsun seni sıpa! 

İyi ki varsın! 

Çok mutlu ol, hayallerinin bile ötesinde mutlu ol!

Ve her şeyin başında, hep ama hep, kendin ol! 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...