Sayfalar

14 Mart 2016 Pazartesi

Tatlı Pazartesi | David Martiashvili


Merhaba.
Bu hafta pazartesimiz pek tatlı olamayacak belki çünkü Ankara patlaması hepimizin içini yaktı yine. Ülkenin rutin gündemi zaten huzura eremiyor hiçbir zaman. 
Ancak her ne yaşıyor olursak olalım, ruhumuzu, kalbimizi sakinleştiren, acılarımızı dindirip, yaralarımızı saran en etkili ilaçlardan biri sanattır diye düşünüyorum.
Bazen edebiyatın derin dünyalarına dalıp bambaşka hayatların tadını çıkartırken, bazen de muhteşem müziklerle kendimizden geçiyoruz. Ya da bir resimdeki küçücük bir detay bizi o an içinde bulunduğumuz saniyeden koparıp, hayallerimizden de güzel yerlere taşıyor.

Ama en güzeli de - başarabilirsek tabii - sanatın bize yaşattığı, hissettirdiği o güzellikleri kendi gündelik yaşamımızın içine taşımak. Zihnimizin içinde, kalbimizle gezindiğimiz o başka başka dünyalardan elimize, avcumuza sığdırabildiklerimizi toplayıp, gerçek hayatımıza getirmek, serpmek ve yaşamımızı bunlarla şenlendirmek, renklendirmek, anlamlandırıp, ısıtmak.

Her zaman mümkün olamasa da, bunu ne kadar çok yaparsak o kadar iyi diye düşünüyorum.
Evet, bugün Tatlı Pazartesi giriş yazısını biraz fazla uzattım sanırım. :)

Bu haftanın konuğu, 1978 doğumlu Gürcü ressam David Martiashvili. 
Ben de şimdi gözlerimi kapatıp onun sevimli evlerinden birinin kapı önüne bir sandalye atıp, bacaklarıma sürtünen kedinin başını okşarken, bir yandan çay içip miskin miskin etrafımı seyretmek, bir yandan da üst balkondan aşağı sarkan madamla tatlı tatlı sohbet etmek istiyorum. 

Sizi bu resimlerle başbaşa bırakmadan önce - haydaa ben niye böyle TRT spikerleri gibi konuşmaya başladım?? - neyse, David Martiashvili'nin sitesini de eklemek istiyorum. İngilizcesi yok ama çalışmalarına bakabilirsiniz.

Güzel bir hafta dilerim.



12 Mart 2016 Cumartesi

Vodafone, İlhan Duman ve Paranoyak Eylül





Şu numarayı aramayın dolandırıcılık, bu numaraya geri dönmeyin kucaklıyorlar diye korkutulup durmaktan, az daha icralık oluyordum yahu!! 

İlhan Duman diye bir numaradan gelen ve "Vodafone borcunuzu ödeyin bıdı bıdı bıdı, hemen şu numarayı arayın bıdı bıdı bıdı" diyen mesaja, 
"Benim Vodafone'um mu var salak? Pis dolandırıcılar! N.h ararım sizi. Hadi oradan!" edalarında tepkiler verip, anında sildikten sonra, bir daha buradan haftalar boyunca gelen tüüüüm mesajları da okumadan direkt sildim! 
Sonra dün yine "Vodafone borcunuzu ödeyin, takibe alınacaksınız, tüm banka kartlarınıza bloke konulacak" diye bir mesaja "pehhh" yapacakken, kocam: "Bu İlhan Duman dolandırıcılık değilmiş, Vodafone'un gerçek avukatlık şirketiymiş. Ama bazı kişilere yanlışlıkla mesaj gidiyormuş, herhalde sana da o şekilde geliyor. Sonuçta senin Vodafone hattın yoktu." dedi. 
"Hee evet yoktu..." dedim. 
Sonra aynı anda ikimize de bir aydınlanma geldi, durduk, birbirimize baktık ve: "Aaaa bi ara Vodafone internet kullanmıştın sen!!" dedi kocam.
Sonrasında gelişen diyaloğumuz:

Ben: Aa evet. Bir iki ay kullanıp kapattırmıştım. .. Kapattırmış mıydım yahu?
Kocam: Gir bakayım maillarına, şu mesajdaki hat numarasını arat.

- Aratıyoruz. Ve bingo! Gerçekten varmış öyle bir internet hattım. -

Ben: Kapanmadı mı bu yaa noluyoruz?
Kocam: Kapanmıştı ama borç mu kaldı ki?
B: Az bi şey kaldıysa belki...
K: Ben internette okudum, insanların 10 TL'lik artık borçları 50.000 TL falan olmuş.
B: Neeeeeyyyy???!!!
K: Yani öyle yazmış birkaç kişi..
B: Sen beni öldürecek misin be adam? Nasıl olur o kadar?
K: Olabiliyormuş. Hem o kadar olmasa bile bak bankalara bloke diyorlar...
B: Allahım allahımmm bayılazaaaam!
K: Bi de avukatlık parasını da bindirirler bize, o da var.
B: Ya senin bana garezin mi var gece gece, niye böyle şeyler söylüyorsun??
K: Neyse dur yarın arar öğreniriz.
B: ...........
K: Birkaç bin lira bir şey çıkarsa da çok fena olur... Neyse...
B: Yaa olur mu öyle şey, çıkmaz, çıkmasınn durup dururken! Ay fena oluyorum!
K: Yarın arar sorarız.
B: Taksit yapsalar bari.
K: Öğreniriz arayıp.
B: Borcu öteleseler bari.
K: Konuşunca sorarız canım.

Bunları konuşa konuşa oldu mu sana benim kafa duman!
İnternetten araştırıyorum, herkes "Adamları aradık bize çattılar, saygısızlar, şöyle böyle..." diye yazmış, iyice tırstım mı ben!

Bugün öğlen kahvaltı edip, kahveleri içip kendimize geldikten sonra ilk işimiz İlhan Duman Avukatlık Bürosu'nu aramak oldu. Hatta kocama, "Bunlar ters konuşuyormuş Gökhan, bana atar gelir şimdi, sen konuş" dedim, o aradı böylece. Ben de kulağımı yapıştırdım dinliyorum.

Gökhan: ..... Eşime mesaj geliyor. Borç varmış. Nedir bu durum, biz öyle bir şey hatırlamıyoruz.
Kız: Bakıyorum... Bakıyorum. Hmm evet, 64 TL borç gözüküyor beyefendi.
Gökhan: 64 mü? Nereden?
Kız: Kapandıktan sonra fatura çıkmış, ödenmemiş. Onu öderseniz dosyanız kapanır.
Gökhan: Sadece 64 TL mi? Faiz falan?
Kız: Faiziyle 64 TL zaten beyefendi. Normalde 50 TL imiş.

- Arka planda ben: "Alllaaahh! Oyyy! Yırttık elli binden, bilmemkaç binden! Ohh şükürler olsun!" diye zıplıyorum! -

Gökhan: Tamam ödeyip kapatıyoruz. Yalnız bakın sizden gelen bu mesajlar dolandırıcılık gibi anlaşılıyor, sırf bu yüzden eşim hepsini okumadan silmiş! Bu konuyu da dikkate alırsanız seviniriz.
Kız: Öyle mi? Peki efendim vs... 

Evet öyle arkadaşım! 
Çocukken bize ne derlerdi: "Yabancıların verdiği hiçbir şeyi kabul etmeyin. Sokakta bilmediğiniz insanlarla konuşmayın. Karşıdan karşıya geçerken önce sola, sonra sağa, sonra tekrar bilmem ne..."
Biz nasıl çocukken bunlarla kodlandıysak, son yıllarda da "Şu numarayı arayınız diye gelen mesejlara asla itibar etmeyin, o numarayı asla aramayın!" diye kodlandık, hem de son derece katı şekilde.

Hal böyle olunca: "İlhan Duman da neyin nesi yahuuu?" diyerek silmez mi insan o mesajları, siler!
Arar mı o numarayı?
Aramaz.
Etrafta dolandırıcılar cirit atıyor, biz de paranoyağa bağladık sonuçta.

Bu arada, eğer nisana sarksaymış bu borç, kucaklayıp öpeceklermiş beni, bir de onu öğrendim.
Kapandıktan sonra çıkan ve unutulan kıytırık bir ek fatura yüzünden, gelsin takipler, gitsin avukatlar. Aman yarappi! :0

İyi ki kocam telefonumdaki son mesajı görüp de "Aaa bu İlhan Duman gerçekmiş" dedi de, halloldu işimiz.
Bu arada kız da gayet kibardı, terslenme ya da höt hötlenme gibi durum olmadı.

Sizin de aklınızda bulunsun. Belki maziden kalan bir Vodafone hattınız vardır böyle üç kuruşluk borcu kalan, benim gibi mesajlar alıyorsunuzdur belki, korkmayın, arayın o numarayı! ;)

Vallahi 50 TL'yi unutmuşuz diye, bir de dolandırılmayalım aman haa derken az daha başımıza neler gelecekmiş!
Bundan sonra böyle durumlarda paranoyaklık yapıp, öcü görmüş gibi mesajları silmek yerine, en azından bir google'a danışacağım.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...