Sayfalar

29 Şubat 2016 Pazartesi

Tatlı Pazartesi | Antonio Mora'nın Fantastik Kolajları


Merhaba!
Tatlı Pazartesi'nin bu haftaki konuğu; İspanyol sanatçı  Antonio Mora.
Mora, internetten bulduğu portreler ve manzara resimlerini, dijital kolaj yöntemiyle birleştirerek çok keyifli fantastik görseller elde ediyor.
Ben çalışmalarını tesadüfen keşfettim ve sizlerle de paylaşmak istedim.
Sanatçı hakkında detaylı bilgi edinmek ve daha çok çalışmasını görmek isterseniz, sitesi burada.

Herkese harika, çok mutlu bir hafta dilerim.


22 Şubat 2016 Pazartesi

Tatlı Pazartesi | DÜNYA ŞEHİRLERİNİN ESKİ HALLERİ


Merhaba!
Bu hafta Tatlı Pazartesi'de, benim hazırlarken çok keyif aldığım, zihnimde dünyalardan dünyalara gezindiğim ve eminim sizin de bakarken mutlu olacağınız bir konu var: 
Şehirlerin 1950'li, 60'lı ve 70'li yıllarına dair fotoğrafları.

New York'tan Paris'e, Roma'dan Tokyo'ya, Londra'ya, Hong Kong'a ve tabii ki İstanbul'a kadar, kimisi profesyonel fotoğrafçıların elinden çıkmış çok hoş kareler.
Sonrasında başka şehirlere ait seriler de yapacağım, bu başlangıç olsun.
Fotoğrafların altında hangi şehir olduklarını yazdım, ayrıca bir kısmında yıl ve bazısında ise fotoğrafçı bilgisi de mevcut.
Bu seriyi hazırlarken, yakın zamana ait olduğu için buraya koymadığım öyle güzel fotoğraflarla karşılaştım ki, belki sonra onlarla da ayrı bir konu altında başka bir seri yaparım.

Şimdilik böyle.
Yeni haftanız hak ettiğiniz gibi geçsin. 
Keyifle çalışmalı, tatlı tatlı eğlenip, güzel güzel dinlenmeli günler dilerim. :)


                     İstanbul - Ara Güler

19 Şubat 2016 Cuma

Dizi Dosyası: HELIX






















--- YAZI SPOILER İÇERMEZ ---

Tanıyanların bildiği üzere, kocam ve ben, yabancı dizi izlemeyi çok seviyoruz. Hoş, sevgimiz oranında çok sayıda dizi izleyemiyoruz, genelde bir tane, bölümleri birikmiş dizi buluyoruz ve kurutana kadar sapık gibi ona dadanıyoruz. :)
Bu yazımda yazdığım gibi ara ara tarzlar konusunda uyuşmazlığa düşsek de artık sorun yaşamıyoruz çünkü o bazılarını bensiz izliyor, ben bir kısmını onsuz izliyorum ve tabii ki beraber izlediklerimiz de var.
İşte bunlardan biri, son dönemde sardığımız; Helix.

Türü bilimkurgu. 
Ben bilimkurgu pek sevmem, öyle uzaylı, yaratıklı, fantastikli, cıvcıvlı, robotlu film ve dizilere hiç gelemem. Ancak bilimkurgunun, genetik bilimini, salgın hastalık vs.. gibi konuları işleyen türlerine de - eğer güzel işlenmişse - bayılırım. 
İşte Helix'in konusu tam da bu.
Spoiler vermeyeceğim için ancak şu kadarını söyleyeyim, çünkü bunu zaten ilk on dakikada göreceksiniz; kutuplarda kurulmuş bir araştırma üssünde, çok tehlikeli bir virüsün üs içinde birkaç kişiye yayılarak tehlike  yarattığı haberi gelir ve bunun üzerine, bir tanesi virüse maruz kalanlardan birinin abisi olmak üzere, alanında çok başarılı bilim adamlarından oluşan Hastalık Kontrol Ekibi, durumu kontrol altına almak için üsse gönderilir.
Tabii ki durumlar tahmin edilenden farklıdır ve olaylar gelişir. :)
























Dizinin konusu özetle bu, eğer bu tarz hikayeleri seviyorsanız hoşunuza gidebilir.
Helix, hayatımın dizileri listesinde ilk sıralara yerleşemez belki ama keyifle izliyoruz, kocam da, ben de sevdik. 
Sürükleyici, heyecanlı.
Bazen mantık hataları yakalıyoruz tabii. Elleri kolları bağlanmış adamın, kendini kurtardığı anda -çok alakasız şekilde- cebinden ilaçlı şırınga çıkarıp düşmanına saplaması gibi.
Cebinde şırıngayla mı dolaşıyor yahu bu, peh! dedirten bir durumdu ve bu ve benzeri ufak çaplı saçmalıklara rastladık. Ama hangi dizide olmuyor ki diyerek, hevesimizin baltalanmasına izin vermedik. :)

Ben artık bir dizi beni sarmıyorsa hiiiç yüz verrmiyorum, izlemeyi bırakıyorum. Sonuçta film değil ki bu, an fazla iki saatte izle, gitsin.
Vakitlerimiz kıymetli, o nedenle ancak beni sararsa yeşil ışık yakıyorum artık dizilere. 
Helix de sardı.

Birinci sezonu bitirmek üzereyiz biz.
Dizinin ikinci sezonu da yayınlanmış ve nisan 2015'te final yapmış. İkinci sezonda ratinglerinin düşmesi üzerine, üçüncü sezona devam etmeme kararı alınmış, bu bilgiyi de ekleyeyim.

İlginizi çektiyse, şimdiden iyi seyiler dilerim size. ;)


13 Şubat 2016 Cumartesi

Plastik Değilim Ben




Seviyorum bu seneyi.
Daha yeni başladık ama seviyorum.
2015'i yaşarken de, 2016'yı beklerken de, hatta ilk saatlerinde hayatımdaki en büyük acılardan birini yaşarken de biliyordum bu senenin çok güzel bir sene olacağını.

Daha ilk günlerinde yazmıştım, "Hissediyorum" diye.

2016 iyi bir yıl.

İyi bir yıl demek hiç ağlamayacağız mı demek? Hep gülüp, neşe içinde şakıyacağız mı demek?
Yoo. Hayır.
Var mı zaten öyle bir hayat?
Kim derse ki ben her anımda mutluyum, uçuyorum, coşuyorum; yalan söylüyordur.
Ya da ruhsuzdur, yapaydır. 
Plastiktir yani.

Ben plastik değilim çok şükür.
Varsa gözyaşlarım, akacak tabii yeri geldiğinde. 
İçimden geliyorsa, atacağım kahkahalarımı.
Bazen ikisi birbirine karışacak.
Şaşıracağım. 
Ve o şaşkınlıkta hayatı bulacağım.

1 Şubat 2016 Pazartesi

Tatlı Pazartesi | Instagram Fotoğraflarım


Merhaba!
Bu hafta Tatlı Pazartesi'ye, 2015'te Instagram'da paylaştığım ve sevdiğim bazı kareleri konuk etmek istedim. Instagram'ı düzenli olarak ve severek kullanıyorum, takip etmek isteyen olursa buradan hesabıma ulaşabilirsiniz.

Bu arada birkaç haftadır sömestr tatilindeydim ama yarın okul açılıyor. Tatil süresince, "Pazartesi sendromu mu, peh!" modunda gezmiştim ama saltanatım bitti. O nedenle bu haftanın Tatlı Pazartesi'si öncelikle bana moral olsun. :)

Harika bir hafta dilerim herkese!






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...