Sayfalar

27 Eylül 2013 Cuma

Tatil...


Bugünlerde uyuşuk, dingin, keyifli ve huzurluyum...
Ve yavaşım...
Belki de en önemlisi bu. İçinde bulunduğum yavaşlık.
Haftalarca, hatta aylarca bekledikten sonra, tatildeyim.
Bodrum'dayım.. 
Ama bugünlerde tatilimi hiçbir yere, bölgeye, mekana bağlı olmaksızın yaşıyorum.
Tatil kafamda. Ruhumda. Gevşeyip akan kaslarımda.
Tatil bedenimi içine alıveren denizin serin suyunda, tuzunda, mis gibi kokusunda... 
Ben denizin içindeyken bir anda yavaşlayan, hatta duran zamanda... Dışarıdan uğultu halinde gelen mutlu insan seslerinde, yukarı restorandan burnuma kadar gelen kızarmış balık kokusunda, birbirine vuran bardakların çıngırtısında...
Ayaklarımın yumuşacık içine gömüldüğü ıslak kumda, tatlı bir sakinlik içinde, parmaklarımın ucuyla pıt  pıt patlattığım, suyun yüzeyindeki minik kabarcıklarda... Kollarımı bacaklarımı çırpmayı bıraktığım o anda... İşte tam o anda ıslak ve tuzlu yüzümü tatlı tatlı yakan güneşte, esip geçen ılık rüzgarda ve kafamı kaldırdıp da tepemde gördüğüm pamuk pamuk eylül bulutlarında...
Tatil işte tam burada.


Sonra tatil, kurulanmadan uzandığım şezlongda, saçımdan sırtıma akan serin damlalarda, ıslak ayaklarıma yapışan kum tanelerinde... Termostan doldurduğumuz sıcacık çayımıza eşlik eden plaj simidinin çıtırtısında ya da bazen ağızda dağılan kurabiyelerde...  Yan komşunun ikram ettiği enfes kekte ve ardından kocama kekin tarifni verişinde...

Yaprakları tuzlu suyla ıslanıp kabaran, sayfa araları minik kum taneleriyle dolan kitabımda, burnumda tuz kokusuyla okuduğum satırlarda ve kulağımda kuma vuran dalgaların sesiyle, bir süre okuduktan sonra daldığım tatlı akşam üzeri uykularında...

Ve tatil, ara ara uyanıp, yanımda uyuklayan kocamın kolunu okşayışımda, sonra onun gözlerimin içine bakışında, sevgiyle gülüşünde...



Tatil akşam duşları sonrasında hissedilen ferahlıkta, gece ne yesek sorunun muzurluğunda, sonra midye tavaya ve biraya dalmakta... Bilimum abur cubur eşliğinde şezlongara uzanıp izlenen filmde ve temiz havanın, denizin ve güneşin yorgunluğuyla filmin ortasında uyuyakalmakta...
Sonra dalga sesleriyle yatağa girmek ve sabah balıkçı teknelerinin sesleriyle uyanmakta.
Zeytinyağı ve kekiğin enfes kokusunda, mis gibi çayın, kızarmış çıtır ekmeklerin ve ege peynirlerinin doyumsuz lezzetinde... 

Bu yaz tatil ruhumda ve kalbimde. Tadabildiğim, sevebildiğim, koklayabildiğim, dokunup hissedebildiğim her şeyde...
Bu yaz tatil içimde...


Fotoğraflar: Instagram / eylulcogal

24 Eylül 2013 Salı

Merhaba Bodrum!

Bu sene bir ilke imza attık ve kocamın işinden dolayı koskoca sezon boyunca Bodrum'a ayağımızı basamadık!.. Ve ha gittik ha gideceğiz derken koskoca yaz uçup geçti. Tabii bu arada Bodrum'u gerçekten çok özledik ve özlemlerin ardından gelen kavuşmaların tadı da bambaşka oluyor malumunuz!...
Bugün uzun uzun yazı yazmayacağım. Mutluluktan uça coşa, keyifle yaptığımız yolculuğumuzdan ve sevgili Bodrum'umuzdan "merhaba" kareleri yayınlayacağım, onlara dair birkaç laf da ederek. Eh itiraf edeyim de dürüstlük bende kalsın; Bodrum'uma kavuştum ya, şapşal bir suratla mest vaziyette geziyorum, uzun yazı yazacak kafada da değilim şu anda. Siz fotoğraflarla oyalanırken ben çooook uzaklarda olmayacağım ama şöyle bir Gümüşlük yapıp geleceğim!
Buyrunuz:

Evden sabah 06'da çıktık ama mevsimden dolayı hava karanlıktı. İlk benzinci marketinde durup kendimize ve kuçularımıza su aldık.


Yollar o kadar boştu ki, Bandırma feribotuna binmek üzere gerekenden çok daha önce Yenikapı Terminali'ne vardık. 
Burada köpekleri ne yapacağız? derdine düştük çünkü eskiden sadece Mısır olurdu yanımızda ve feribot yolculuğu boyunca uslu uslu beklerdi arabada. Fakat bu sefer sokaktan bulup tedavi ettirdiğimiz ve yuva arayıp bulamadığımız, misafir (!), yanaşma köpeğimiz Faik de bizimleydi. Önceden -kocamın söyleyişiyle- arabaya, çimento tankeri borusu gibi fışkırtarak kusan ve başka bir gün de aynı beterlikte kaka yapan köpek Faik! (Hah şimdi yuvalanmayı düşünenler varsa onlar da sıvıştı bunu okuyunca!) Neyse, Faik'e nasıl bir çözüm bulacağımızı kara kara düşünürken, ben hiç kendimden beklenmeyen bir rahatlıkla amaaan neyse ne yaa, kusarsa kussun temizleriz ne olacak, kalsın burada rahat rahat otursun diyerek kendimi gerçekten aştım! Ve yukarda gerçekten rahat rahat oturdum. Faik de en ufak bir kabahat yapmadan 2.5 saat boyunca uslu uslu yatmış! (Şşt sıvışanlar, size diyorum! Geri dönebilirsiniz!)


Köpekler aşağıda arabada, kocam da yanımdaki koltukta uyurken ben bir yandan müzik dinleyip kitap okuyor, yarım gözle tepedeki televizyondan Köpeklere Fısıldayan Adam'ı izliyor (ve arabadakilere nasıl fısıldasam da yola getirsem diye düşünüyor), diğer yandan da keyifle çayımı içiyordum.


Bandırma'ya indikten sonra hemen çocukların temel ihtiyaçlarını giderip mutlulukla yola koyulduk. Ve ne kadar özlemişsek artık, çok hızlı gitmememize rağmen, aaa bir baktık Akhisar'a gelmişiz bile! Kocam köftelere yumulurken ben de salata ve çorba ile karnımı doyuruyorum.


Bu arada arka koltukta da durumlar barışçıldı. Midesi bulanan ama aç olduğu için kusacak bir şey bulamayan garibim Faik yol boyunca şampanya gibi köpürüp durdu. (Tabii bu sefil hallerinin fotosu yok.:) ) Mısır ise klasik uzun yol modundaydı; ayakta, dil dışarıda, hoh hoh hoh! Yukarıdaki fotoğrafta ise tam bir dayanışma içinde voltranı oluşturmuşlar, yıkılmadık ayaktayız pozunda bize bakış atıyorlar!


Yollarda benzincilerde durup marketten ıvır zıvır almaya bayılırım. O "road trip" moduna sokar beni. Ayrıca arabada yiyip içmeyi de çok severim! Arabasında hiçbir şey yedirmeyen babamdan sonra, kocam en azından şşt bak kırıntı döktünn, o kola düşecek bak ben sana söyleyeyim, o kahveyi oraya koyma istersen diyerek sadece uyarıyor. Ve ben de sakar olduğum için illa ki döküp saçıyorum. Canım sağ olsun! 


Yolculuğumuzun en keyifli anlarından biri de yol tabelalarında Bodrum'u görmeye başlamaktır. Bu bizim coşma ve alkış tutma sebebimizdir! 
Ama esas mutluluk, Bodrum 100 km tabelasını geçtikten hemen sonra varılan Bafa Gölü'nü görmektir. Bafa Gölü'nde durup çay içmek çocukluğumdan beri aile geleneğimizdir. Bodrum'a çok az kaldı, tatil başlıyor hissimizi perçinler, mis gibi ege, göl ve doğa kokusu burnumuza dolar ve tarif edemeyeceğim bir huzur ve mutluluk yaşatır bize. İşte bu geleneği son yıllarda kocamla sürdürüyoruz, onu da geleneksel Bafa Modu'na sokmayı başardım! 
Haftaların yorgunluğu ve bekleyişinin ardından orada olmak o kadar iyi geldi ki, rüzgarın, dalgaların, çayın, kahvenin tadına doyamadık.


Bafa'ya hoşçakal diyerek tekrar yola koyulduk ve akşam 5-6 civarı Bodrum'a vardık. 


Kendi evimize uğramadan soluğu annemlerde aldık, hooop hemen mangalı yaktık! Ailemizle yenilen keyifli yemek yol yorgunluğu ile de birleşince kafalar yana yatmaya başladı ve kendimizi evimize atıp, doğruca yatıp uyuduk!

Ve ertesi sabah uyanınca, başladık Bodrum'u koklamaya ve güzel anları, dakikaları toplamaya...


Her yerde satılmasına rağmen İzmir tulumunu yemek Bodrum'da bir başka güzel oluyor.


Kahvaltılar bile Bodrum'un kokusuyla birleşince daha mı lezzetli oluyor ne? Yoksa çok özledim diye mi bana öyle geliyor? Yok, yok... Burada her şeyin tadı başka oluyor.


Annemlerin bahçede keyif... Her evin tadı, keyfi, atmosferi farklı oluyor...


Mısır'ı bizim evde bırakıp, Faik'i de anneme satıp, Gümüşlük'e doğru yollara döküldük!;)


Yolda durup mis gibi zeytinyağımızı da alıverdik. ;)


Evet, sizi Gümüşlük'ten birkaç kareyle daha baş başa bırakıyorum. Ama Gümüşlük'ü tanımayanlara tavsiye etmeden geçemeyeceğim bir lezzet var: Kardeşler Köftecisi. 
Sahilde, iskelenin hemen karşısında, kahvenin içindeki minicik kulübenin içinde yıllardır yarım ekmek arası köfte yapan kardeşlerin elinden bu lezzeti tatmazsanız çok yazık olur. Et temiyor musunuz? Aynı malzemelerle ama köftesiz tost da inanın ki muhteşem oluyor! Soğan yemem etmem demeyeceksiniz. Bir tadına bakacaksınız. İşte o zaman anlayacaksınız bunca yıldır insanlar neden bu kahvede, bu minik kulübenin etrafında, çıkması uzun bile sürse sabırla bu yarım ekmekleri yemeyi bekliyor.
Evet... Anın tadını çıkarmak yerine telefona, tablete sarılanlardan olmamak için de sizden izin istiyorum ve kendimi Gümüşlük'ümün kokusuna bırakıyorum!
Herkese güzel günler dilerim!











































































Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...