Sayfalar

17 Temmuz 2020 Cuma

Bulut Gibi

























Öyle tuhaf bir 'şey' ki;

Zifirin tam ortasında gözlerini yummuşken, uğuldayan o şekilsiz gürültüyü, içini acıtan, kanatan, paralayan tüm o çirkin sesleri duymamak için ellerini var gücünle kulağına sımsıkı kapatmışken,
hiç ama hiç beklemediğin bir anda kafanın içine ansızın doluveren, bir yerlerden geliveren,
müzik gibi...

Öğlen uykusundan, fırından yeni çıkmış anne kurabiyesi kokusuyla uyanmak, kar soğuğunda yumuşacık kaşkoluna sarınıvermek, yandığında serin suların altına kendini atıvermek gibi...

Tatlı bir sabah  güneşine uyanıp, gözyaşları içinde göz göze, nefes nefese sevişmek gibi...

Açken ağzına atıverdiğin o ilk lokma gibi, kurumuş boğazından geçen su damlası gibi...


Tatlı esintide saçlarının uçuşması, omzuna damlayan tuzlu deniz suları, çok uzaklardan gelen neşeli kahkahalar gibi...

En şiddetli kavgaların ardından gelen en sıcak sarılmalar gibi.

Anlatamaz ve hatta kendin bile anlayamazken, hayatın sırrına ermiş gibi...

Şaşırtmak, ama en çok kendin şaşakalmak gibi...

Bazen bir rüya, bazen de bir kabus, bazen şifa, çokça en acı zehir gibi...



Yaşlanırken yeniden doğuvermek ve olabileceğin en güzel kadını şaşkınlık içinde keşfetmek gibi...

Her gün kör olup olup, duvarlara toslayarak tüm renklere kavuşmak gibi.

Ne dün, ne bugün, ne yarın; arafın şakası gibi...

Gerçekten uzak bir sanrı, ama nasıl da gerçek gibi...

Biteceğini bile bile, hep sonsuz gibi.



Bir yılda bir ömür, koca bir ömürde soluksuz geçen tek bir anmış gibi...

Kökleriyle tüm varlığını sararken o güzelim çınar, belki de ağaç bile olmadığını bilmek gibi,

Çünkü aslında sadece, her an var, ama aslında hiç yok,

uçuş uçuş, bir bulut gibi...

Bulut gibi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...