Sayfalar

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Sevgili Hücrelerim


Uyumak güzeldir. Uyumak sağlıktır, mutluluktur, keyiftir. Kandır, candır, hayattaki en büyük zevklerden biridir. Uyumayı sevmeyen var mıdır? Yoktur kanımca.

Derler ki sekiz saat uyumak idealdir. Tamam, sekiz saat uyuyalım, dinlenelim bir güzel. Derler ki bu sekiz saati gece uyuyacaksın, ona da tamam. Yok öyle sabah beşte yat, öğlen birde kalk, sonra da sekiz saat uyudum, aman ne sağlıklı oldum diye avun. Hiçbir yararı yok, kendini kandırmayacaksın. Buna da peki. 
Peki şu, gece  saat 23 ile 03 arasındaki hücrelerin yenilenmesi olayına ne demeli?... Hücreler bu saatler arasındaki uykuda yenileniyormuş, bu dilimi kaçırırsan geçmiş olsun, giden gidiyormuş! Sonra istediğin kadar kremler sürün nafile. Uykunun fayda sağladığı saatler bunlarmış, bunları kaçırırsan eğer, neredeyse uyumasan da aynı şeymiş! 
Gece 23'te yattın, mis gibi yenilenecek hücrelerin dört saat boyunca. Ama azıcık daha kiyap okuyayım, bir film daha izleyeyim, eğlencelere akayım dersen, bay bay taze, bebek hücreler. Bayat, kartoloş hücrelerin ile yeni güne başlayacaksın. Ve üstüne üstlük, o saat dilimi arasında uyuyan kişiler gençleşecek, dinçleşip güzelleşecek ama sen geceleri film izlemek istiyorsun diye her gün biraz daha kartlaşacaksın. Bak sen. Eyvahlar olsun.

Ben bu 23-03 olayını duydum duyalı geriliyorum kardeş. Saat 01 falan olduğunda  hala ayaktaysam, neyse bari iki saatim var daha, hücreciklerim yenilensin bari diyorum. Yok saat 02 olduysa, neyse bir saat bir saattir, hiç yoktan iyidir diyorum. Amaaa saat 03'ü geçti mi sinir oluyorum, yepyeni, taptaze hücrelerim ellerimin arasından kayıp gidiyormuş, ufuk çizgisinde flulaşıp kayboluyormuş gibi geliyor. Yine kaçırdık tüh kahretsin, sabah bir gıdım daha kartoloş olacağım diye hayıflanıyorum!... Hayır o saatten sonra uyuduğun uykunun etkisinin de tarihi geçmiş ilaçtan farkı yoksa sağlığın için, yazık yani! Yatma daha iyi. Ama dayanamıyor tabii insan. En azından kolum bacağım dinlensin diyorsun.

Bir de ben merak ediyorum, sabah 05'te kalkanların dışında, acaba kaç kişi vardır 23'te yatabilen? Ben bir aralar yapıyordum ama çok kısa sürdü. Sonuçta bir hayatın var evde. Eşin var, uğraşların var. Adam/kadın bir ton trafikten sonra işten eve gelecek, yemeğe oturacak, yiyecek, kalkacak sonra geriye ne kalacak 23'te yatabilmek için, bir saat mi? Ne yapacaksın o bir saatte afedersin? Ne sığdıracaksın? Daha sağlıklı, daha kaliteli bir yaşam için dikkat etmiyor muyuz kendimize, uyku saatlerimize? Peki günün sadece bir saatini kendimize ayırabildiğimiz bir hayat aslında ne kadar sağlıklıdır ki?
Ben evden çalıştığım için bu döngünün dışındayım neyse ki. Ama ritmi bu şekilde olanlara hayretle ve üzülerek bakıyorum açıkçası. Ne ara yaşıyorsunuz kardeşim siz?
Ben de öyle olsaydım ne yapardım, işin içinden nasıl çıkardım bilmiyorum. 
Bu gece sevgilimle mi vakit geçirsem yoksa erken yatıp hücrelerimi mi yeniletsem? Hımm... Dün gece yenilendiydiler, bu gece hücreleri boşveer, yeni bir film varmış, onu izleyelim. Ama sabah erkenden toplantım varrr, kartoloş görünmemeliyim. Off eyvah ne yapsam! 
Film? Hücre? Sevgili? Toplantı? Çökmüş surat? Gençlik? 
Off haaayııırrrr!


Fotoğraf: http://www.sxc.hu/browse.phtml?f=view&id=804037

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...