Sayfalar

28 Mart 2012 Çarşamba

Kuzey Güney Vakası



Her gece başka dizi izleyen çılgın  dizi fanatiklerinden değilim ama ben dizi izlemem, çok klasım, süper üstünüm, diziler benim seviyeme göre değil diyen gruptan da değilim kesinlikle. Bu nedenle her sezon bir ya da iki dizim oluyor severek, beğenerek izlediğim. Merakla yeni bölümlerini bekliyorum, keyifle takip ediyorum.
Ama bunların dışında bir de çalışma dizilerim var benim. Dekoratif ürünlerimi yaparken netbookumdan izlediğim, daha doğrusu gözüm işte olduğu için çoğunlukla dinlediğim, çok da hastası olmadığım yerli ya da yabancı diziler bunlar. Aynı üründen yüzlerce yapmak durumunda olduğum için bu diziler beni oyalıyor, sıkılmadan çalışmamı sağlıyor. 

Geçenlerde kendime yeni bir çalışma dizisi bulma arayışına girdim. Hangisi olsa diye düşünürken, yahu şu Kuzey Güney'i beğeniyor insanlar, onu açayım bari dedim. Bir yandan işimi yaparken, bir yandan da You Tube'dan seyretmeye başladım.
Güya benim için ikinci planda kalacak olan, sadece çalışırken izleyeceğim dizi olacaktı değil mi? Ama o da ne, daha birinci bölümde Kuzey babasından dayak yiyor ve ben ağlıyorum!.. Ve bir yandan da aa ben niye ağlıyorum ki şimdi diye düşünüyorum!.. Çünkü genelde  böyle sahnelerde akmaz benim göz yaşlarım. Ama adam oğluna vurdukça, o masum yüzlü oğlan da sesini çıkarmadıkça içim paralanıyor, bir darlanıyorum ki sormayın. İşte o anda dizi beni avuçlarının içine almış da haberim yokmuş meğer.
O günden sonra Kuzey ve Güney benim çalışma dizim değil, çalışmayı baltalama dizim oluverdi!... Zira her işi bıraktım, başladım internetten bütün eski bölümleri saydırmaya. Ama nasıl ard arda izliyorum inanamazsınız. Ne yapayım, bir bölüm heyecanlı yerinde bitiyor, hadi ötekine de bakayım diyorum. O bitiyor, diğeri derken bir kaç gün içinde sezonu yarıladım. Günün her saatinde ve evin her yerinde yanımda bilgisayar, yatakta, uyku öncesi, uyanma sonrası, gün ortası, salonda, wc'de, koltukta, mutfakta, şurda burda izledim de izledim. Belim tutuldu, sırtım ağrıdı, gözlerim döndü resmen.

Bu arada benim özel bir Kıvanç Tatlıtuğ hayranlığım olmadı hiç bir zaman ve zaten Kıvaağğğnnnççç diye taşkın çığlıklar atacak yaşı da çoktan geçtim ama hakkını da vermek lazım; adam zaten yakışıklıydı, iyice acayip bir şey olmuş bu dizide. Vücudunu da öyle güzel şekle sokmuş ki, çabası boşa çıkmasın diye, bu değişiklik gizli kalmasın diye herhalde,  ilk bölümlerde giyinip soyunup durdu karşımızda. Resmen kör göze parmak misali adamın bütün kaburgalarını, baklavalarını ezberlettiler vallahi. Ve hatta, hem bundan dolayı hem de çok fazla bölümü ard arda izlediğim için, geçen gece uykuya dalmadan önce sevgilime aynen şunu dedim: Aşkııım gözlerimi kapatıyorum, gözümün önünde Kıvanç Tatlıtuğ beliriyorr!
Evet Kıvanç çok yakışıklı, evet çok güzel baklavaları da var ama açıkçası bunlar zerre kadar umurumda değil, adam döktürüyor döktürüyor! O kadar beğendim ki oyunculuğunu, yakışıklı manken - aktör kabuğunu çatır çatır kırıp, yeteneği ile parlayışını büyük keyifle izliyorum. Ben yönetmen değilim, tiyatrocu değilim, eleştirmen de değilim. Bir kişinin oyunculuğunu eleştirebilecek yeterliliğim de yok belki ama çok etkiledi beni Kıvanç Tatlıtuğ. Öyle ki, izlerken off ne yakşıklı adam bu beah diyemiyorum bile! Kuzey karakteri tüm iyiliği, masumiyeti, tedirginliği, sancıları ve acıları  ile sanki  korumam gereken kardeşimmiş gibi geliyor bana, yanaklarını sıkıp sıkıp  sarılasım, başını okşayasım geliyor resmen! Ya da bu kadar çok bölümü ard arda izleyince balatayı sıyırmış da olabilirim. Bilemiyorum.
Sadece Kıvanç da değil, herkes çok başarılı bence dizide. Hele Zerrin Tekindor'u izlemeye doyamıyorum. Ne alem, ne sevimli karakter o!

Ama fazla detaya girmek istemiyorum, dizi tanıtım yazısı değil zaten bu. Bir diziyi örümcek ağı gibi başıma nasıl sarışımın, işi gücü bırakıp gözlerim akana kadar izleyişimin hikayesi. Aferin bana. 
Hayır işin kötüsü şimdi yeni bir çalışma dizisi bulmak zorunda kalacağım. Kuzey Güney'e elimi verdim, kolumu kurtaramadım. Bu sefer kararlıyım, beni sarmayacak, böyle hortum gibi içine çekmeyecek tapon, kıytırık bir dizi bulacağım artık çalışmak için. 

Çalışmaya başlayabilirsem tabii. 

Fotoğraf: www.kanald.com.tr

2 yorum:

  1. Valla bir bravo daha Eylülcüm sana!.....
    Senin de ifaden insanı sarıp sarmalıyor,tiryaki ediyor...Ne diyeyim,TEBRİKLER,HARİKASIN:))))


    Zerrin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak yine yanaklarım kızardı.:) Canım çok teşekkür ederim, mutlu ediyorsun beni. :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...