Sayfalar

4 Ekim 2012 Perşembe

Vicdan Tektir





























Son derece sıcak bir yaz  gününde bir kafeteryada otururken, arka masamdaki kadınların konuşmalarına kulak misafiri olmuştum. Daha doğrusu hayvan, kedi, su gibi ilgimi çeken kelimeler geçtiğini anlayınca direkt kulak kabartmıştım. Tekrar üstüne basarak vurgulamak istiyorum - yapış yapış bunaltıcı bir İstanbul öğleden sonrasında - önlerinde buz gibi içecekleri, mis gibi çayları ile oturan bu teyzeler, sokaklarında hayvanlar için konulan su kaplarından ve bu suları koyan insanlardan yakınıyorlardı! Ve sanki bu çok pis, rezil bir şeymiş, koyanlar da sanki araba çizen, şişe kıran sokak serserileriymiş gibi küçümseyen, nefret eden bir ifadeyle konuşuyorlardı.
Huyum kurusun. Kafamı haaart diye arkaya çevirip anında muhabbetlerinin arasına daldım. Dayanamıyorum çünkü. Kadınların sonunda çekip gitmesiyle sonuçlanan "muhabbetimiz" sırasında öğrendim ki, pislik yarattığı için bu sulardan rahatsız oluyorlarmış. Su kokmaz kardeşim, bayatlamaz, sineklenmez. Pislik yaratmaz. Hayat verir. Ferahlatır. Hele de bu sıcakta ilaç gibi gelir her canlıya. Aynı kavurucu güneşin sıcağına maruz kalan ve bu sıcakta susuz kalmanın nasıl feci bir şey olacağını bal gibi bilen bu teyzeler, o ferahlamayı hayvanlara hak görmüyorlar ama! Aralarında en çaçaronu olan genççe kadının ağzından çıkan cümleyi aynen aktarıyorum:

Ben sokak çocuğuna su içirmeyi tercih ederim!

İşte koptuğum nokta. Beni hayatım boyunca en çok kızdıran, çileden çıkaran cümle kalıbının "Hayvanlar için uğraşacağınıza insanlar için bir şeyler yapsanıza"nın başka bir versiyonu çıkıverdi kadının ağzından.

Eyy teyze, sorarım sana; acaba bunca yıllık ömrün boyunca hiçbir sokak çocuğunu kolundan tutup da gel evladım sana su içireyim dedin mi? Karnın acıkmıştır, gel seni doyurayım dedin mi? Eğer sen bunları yaptıysan ben otuz iki dişimi kırarım. Sen ancak konuşursun. Sen ancak hayvanlara yardım eden insanları "kendince mat etmek" için insanları kullanırsın.

Ey siz "insan varken hayvanı boşverin" diyenler! Bir canlıya "iyilik yaptığımız için" bizi aşağılayıp yerenler! Bize kendince insanlık dersi vermeye kalkışanlar! Soruyorum size, siz kaç insanın elinden tutup iyilik yaptınız bugüne kadar? Siz hangi insan için kendinizden fedakarlık edip de yardımda bulundunuz?

Hiç. Sıfır. Ve bundan adım gibi eminim. Neden mi eminim?
Çünkü VİCDAN TEKTİR.

Bir insanda vicdan ya vardır, ya yoktur. Vicdanın varsa her canlı için kalbin sızlar. Şu dünyadaki her canlının iyiliğini istersin. Her canlının mağduriyetine üzülürsün. Ha ama enerjini, vaktini hangisi için kullanacağına tabii ki kendin karar verirsin. Hepsine vakit ayırabiliyorsan ne ala. Ya da kimisi der ki ben insanlara faydalı olayım, kimisi de der ki ben de hayvanlar için çalışayım. Ama vicdanları ortaktır. İnsan için gerçekten yürekten çabalayan kişi, hayvanın da mağdur olmasını istemez çünkü yürek sahibidir. Aynı şekilde hayvanı seven kişinin insanlar için de kalbi sızlar.

O nedenle "Hayvanlar için uğraşıyorlar da insanlar için ne yapıyorlar, hııhh?" diye burun kıvıran insanlara hiç itibar etmeyin. Onların galeyanına gelmeyin.
Çünkü onların ne hayvana, ne de insana faydası vardır. Onlar sadece konuşurlar. Onlara inanmayın çünkü onlar bencildir, aslında sadece kendilerini düşünürler. Onlar sadece nefret eder ve eleştirirler. 
Hatta onlardan korkun, onlar vicdansızdır. Çünkü vicdan gerçekten tektir. Hayvan ya da insan ayrımı yapmaz.

İçinizde vicdan varsa hiçbir canlıya kıyamazsınız, ama içinizde vicdan yoksa işte böyle konuşup nefret yayar ve iyilik yapanlara bile sataşırsınız.
Bu, iki artı iki kadar nettir.



2 yorum:

  1. Gene harikasın Eylul,içim titrettin gene...Çok ta canım yandı,bu hiç bitmeyen bir sorun olarak daima karşımıza çıkıyor.Kendi eksiklikleri yetmiyormuş gibi, bir de insan gibi insanları engellemeye çalışarak "0" ken "-" oluyorlar...Bu mikroplarla hayat boyu mücadele etmek zorundayız başka çare yok!...Zerrin

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler teyzeciğim. Katılıyorum yazdıklarına ve bu mikroplara göre Domestos da yok bu dünyada malesef. Kendi içlerinde çözemedikleri sorunlarını, komplekslerini bu yolla dışa vurmaya çalışıyorlar, aslında "hiçbir şey"ler, boş teneke misali anlamsız sesler çıkarıyorlar ne yazık ki.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...