Sayfalar

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Bunlar Nasıl İşler?


2012 yaz sezonunda Star Tv'de İşler Güçler adında bir komedi dizisi yayına girmiş, birkaç hafta önce haberimiz oldu. İlgimizi çekti ve eski bölümlerden başlayarak izleyelim dedik. İlk bölümü izledik, hoşumuza gitti. Hal böyle olunca bugün de ikinci bölümü izleyelim dedik. Bir neşe, bir keyif oturduk başına, elimizde çekirdeklerle, fıstıklarla.

Oturmaz olsaymışız!

Beni o kadar şaşırtan ve kızdıran bir detaya rastladım ki, bitmesine 25 dakika kala, sonlandırmadan diziyi kapattım, ben bunu bir daha izlemem diyerek.

Belki izleyenleriniz olmuştur ve sizin de dikkatinizi çekmiştir, belki de gözünüzden kaçmıştır ya da önemsememişsinizdir ama gerçekten can sıkıcı bir durum var bazı sahnelerde. Hatta bu bölüm 5 Temmuz'da yayınlandığı için belki önceden tepki verenler de olmuştur, bilmiyorum. Ben yeni izledim ve bunu burada sizlerle de paylaşmak istiyorum. 

Dizide üç adet ana karakter var ve bunlardan birinin adı Murat. Anladığımız kadarıyla Murat köpeklerden korkan bir genç adam. Yolda yürürken kaldırımda oturan üç tane alman kurdu cinsi köpek görüyor. Köpekler ürkütücü şekilde hırlıyorlar ve Murat korkup kaçmaya başlayınca da onu kovalıyorlar. Bu durum, ayrı zamanlarda birkaç kez daha tekrarlanıyor.
Ben dizilerde ve filmlerde köpeklerin korkunç yaratıklar olarak gösterilmesine çok karşı olduğum için, bu "hırlama efektli" kovalama sahnelerinden rahatsız oldum doğal olarak. Ama çok da üstünde durmak istemedim. Bu dizide de kendilerince böyle espri yapmışlar deyip geçecektim.

Ama geçemedim. Geçmeme izin vermediler!
Çünkü, gelenin gideni arattığı şöyle bir sahne geldi: 
Sahnede, Murat, komşusu olan yaşlı adama köpeklerden dert yanıyor. Ve adamın, sokak köpeklerini kastederek ağzından çıkan cümleler aynen şöyle:

"Ben bu köpekleri iyi bilirim. İnsana hayatı zindan ederler. Parça parça zehirleyeceğiz hepsini. Tavuk inciğine fare zehiri. Başka kurtuluşun yok." 

Bu cümleyi duyduğum anda beynimden vurulmuşa döndüm inanın ve bu iş nereye bağlanacak diye şok içinde izlemeye devam ettim.

Kasaba gidiyorlar ve köpekler için incik kemiklerini alıyorlar. Komşu adam sucuk ve bilimum etler de alıyor. Murat şaşırarak bakıyor. Meğer efendim komşu adamın zehirlemek gibi niyeti yokmuş, adam zaten uyanık bir tip, Murat'ı ketenpereye getirip kendine et aldırmakmış niyeti. Bak sen.

"Fare zehiri ile köpek mi öldülür, manyak mıyız biz?" diyor, gülüyor ve gidiyor.

Peki ben gülüyor muyum buna? TABİİ Kİ HAYIR. Aksine ellerim titriyor hala.

Bir dizinin içinde, "Ben bu köpekleri iyi bilirim. İnsana hayatı zindan ederler. Parça parça zehirleyeceğiz hepsini. Tavuk inciğine fare zehiri. Başka kurtuluşun yok." gibi bir cümle nasıl geçebilir ?!
Yok adamın aslında amacı o değilmiş, ötekini ketenpereye getiriyormuş gibi mazeretler asla kabul edilemez çünkü sadece bu cümleyi kurması bile, köpek öldürmeyi, zehirlemeyi son derece sıradan ve normal bir davranış gibi gösteriyor. VE ÜSTELİK, TAVUK İNCİĞİNE FARE ZEHİRİ DİYEREK BİR DE YOL YORDAM ÖĞRETİYOR, YÖNTEM GÖSTERİYOR! 

Ve Murat karakteri,  bu "zehirleme" teklifine şiddetle karşı çıkıp, bunun ne kadar korkunç bir şey olduğunu söyleyeceğine, hiç düşünmeden ve hevesle onay veriyor ve bence bu senaryonun en korkunç noktalarından biri!
Dizide köpek zehirleme işlerine girişebilen, bunu normal karşılayan bir ana karakter var, düşünebiliyor musunuz? Ve binlerce genç, çoluk çocuk o karakterleri model alarak izliyor bu diziyi. 

Senarist Selçuk Aydemir nasıl böyle duyarsızca davranabilir? Kendisinin hayvan sever olmadığı belli, çünkü hayvanları seven hiçbir kişi, "köpek zehirleme" gibi rezil bir insanlık suçunu bu şekilde espri konusu yapmaz, hafife almaz. 
Dizideki Murat Cemcir karakteri ise gerçek hayatta da oyuncu olan Murat Cemcir. Yani dizide "kendini" oynuyor. O nasıl kendi adıyla böyle bir diyaloğun içinde olmayı kabul edebildi? 

Şimdi kimse gelip bana, bu dizidir, senaryodur, hayal ürünüdür, abartma demesin. Bu, bir macera filmindeki silahlı kovalama sahnesine benzemez, gerilim filmindeki cinayet sahnesine benzemez, fantastik filmlerdeki yaratıkları öldürme sahnesine benzemez. Cinayet sahnesini izleyip de "cinayet olağandır" demiyoruz hiçbirimiz. Hadi yaratık avına çıkalım ya da terör saldırısı yapalım demiyoruz.
Ama hayvanlara zaten çok mesafeli yaklaşan, hayvanın varolma hakkını zerre kadar umursamayan bir toplumda yaşıyoruz ve bir de dizilerde bu tür diyaloglar olursa, bu tür eylemler normalmiş gibi gösterilirse, işte o zaman insanların aklına kötü işler düşürmekten başka neye yarar bu?
Köpekleri zehirleyen insanların en adi sıfatlarla lanse edilmeleri, yerden yere vurulmaları gerekiyor. Yaptıkları eylemin, insanlığa, vicdana, ahlaka ve dine de çok aykırı olduğunun üstüne basılarak söylenmesi gerekiyor. Ama senarist ne yapıyor? Bu iğrenç suçu, olağan bir şeymiş gibi, hem de Murat gibi sevilen bir karaktere giydiriyor. Olacak iş mi?

Ne olur daha dikkatli olalım. Hayvan sevmiyorsanız, hayvan sevgisine de değinmezsiniz senaryolarınızda, olur biter. Ama lütfen ters etki yapacak sahneler yazmayın.
Birçok insan(!) ne yazık ki kötülük yapmaya meyilli. İçlerindeki nefreti hayvanlar yoluyla dışa vurmak üzere tetikte bekliyorlar. Ne olur fırsat vermeyin buna.

Sonra o  birtakım sefil caniler, işlerini güçlerini bırakıp ellerinde incikle hayvan peşine düşerlerse, bunun vebalini nasıl ödersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...