Sayfalar

3 Mayıs 2015 Pazar

Bunlar Nasıl Havalar Sular?



Hani eski türk filmlerinde sevgililer çayırda, ormanda koşturur, sonra deniz manzarasına karşı kendilerine uygun kalınlıkta bir ağaç seçip, etrafında dönüp birbirlerini yakala(yamama)ya çalışırlar ya... Oğlan kızı tutmak ister, kız kikir kikir kikirdeyip fırt diye elinden kaçıverir ya...
İşte şu son günlerde hepimiz aynı durumdayız diye düşünüyorum. Ama tutmaya çalışıp da son anda kaçırdığımız şey sevgililerimiz değil, bahar! Evet. Baharı, tatlı, ılık havayı, yani şu mevsim normali denilen arkadaşı bir türlü yakalayamadık gitti!
Taa 2011 senesinde, Hava Sen Benimle Dalga mı Geçiyorsun? adlı bir yazı yazmıştım.
İşte tam da o durumdayız son haftalarda, üstelik durum daha da beter.

Sabah kalkıyorum hava harika. Köpeklerimizi çıkartıyorum, güneş resmen yüzümü, tenimi ısıtıyor. "Ohh Allahım şükürler olsun, geldi bahar!" diyorum. Hava artık düzeldiği konusunda o kadar ikna edici bir sıcaklıkta ki, evden çıkarken kot ceket giyiyorum. Ama gel gör ki akşam dönerken, dişim çeneme çarpa çarpa, saçlarım rüzgardan savrula savrula ve içimden şimdi buraya yazamayacağım sövgüleri saydıra saydıra içeri kendimi zor atıyorum.
Sonra ertesi gün kalkıyorum, bakıyorum hava yine güzel. Bu sefer de "Yok ya! Ben sana hiç inanır mıyım alçak hava? Akşam yine buz kesersin!" diyorum ve içi peluşlu montumu giyiyorum. Bu sefer de hava hazretlerinin bozmayacağı tutuyor ve ben üstüme giydiğimde deli gibi piştiğim için, elimde, nereye sokacağımı bilemediğim montla kalakalıyorum.

Sonra başka gün, "Amaan ne olursa olsun!" diyerek ince bir hırkayla çıkıyorum. Aa o da ne! Bingo! Sabah çıktığım hırkayla, akşam hiç üşümeden eve geliyorum ve diyorum ki, tamamdır, geldi bahar. Bu sefer geldi. 


Ve tabii ki yine olmuyoooor, olmuyor!
Bu istikrarsız hava halleri herkesin dilinde. Arkadaşlar sosyal medyada komik espriler yapıyorlar, gülüyoruz. Bir yakınıyor, bir seviniyor, bir kızıyoruz.

Ama olacak sevgili kötü, dengesiz hava. Elbet olacak, sen illa ki tası tarağı toparlayıp gideceksin. İngiltere'de, İsveç'te vs.. yaşamıyoruz sonuçta. Bunlar bizimle dalga geçtiğin, oyun oynadığın son günler.
Parmak aralarımızı takıp çıkacağımız, akşamları tişörtle üşümeyeceğimiz, tiril tiril gezeceğimiz günler çok yakında! 
Hadi bakalım!

4 yorum:

  1. Herhalde sebebi yine biziz sevgili Eylül, insanoğlu/kızı. :) doğayı o kadar mahvediyoruz ki, e havalar da sapıttı:) Ankara da dediğin gibi. Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. Ahh evet, ne kadar doğru dediniz. Kesinlikle öyle maalesef. :((

    YanıtlaSil
  3. Benim için en can alıcı örnek bu sabah da başıma geldi. Evden sabah 07.15'te çıkarken arabanın derecesi 9 dereceydi, 07.45'te ofise varıp arabayı parkettiğimde ise 16.5 dereceydi. Ben kışlık giyindim, yarım saate yazlık yere indim. Sinir bozucu :S

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ooo, seninki acayip olmuş gerçekten. Yarım saatte oluşan farka bak! :) Vallahi işimiz zor. Defalarca hastalandım ben bu bahar. Artık sıcak hava gelsin ve kilitlensin, bir daha gitmesin istiyorum. :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...