Sayfalar

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Gel de Yaz!


Siz şu anda bu yazıyı cumartesi günü içinde okuyorsunuz ama ben cuma gecesi yazıyorum.
Daha doğrusu, yazmaya çalışıyorum!
Bu gece annemlerdeyiz. Annem ile babamın evlilik yıldönümü, yarın da hep beraber planımız var, hal böyle olunca biz de pılımızı pırtımızı toplayıp bu geceden başlarına çöreklendik.
Keyifli bir yemek yedik, sonra ben kahveleri yaptım ve "Yarınki yazımı yazacağım şimdi.." dedim, kucağımda bilgisayar, kanepeye yayılırken.
"Aa, konusu ne?" dedi annem.
"Bilmiyorum, hiçbir fikrim yok!" dedim,
şaşırdı doğal olarak, "Nasıl yani, başlığını da mı bilmiyorsun?" dedi, konuyu bilmeden başlığı nasıl bilebileceğimi sorgulamadan,
"Hayır, bilmiyorum!" dedim.
Evet, ne yazacağımı bilmeyerek oturdum ekran başına. Kafamda, hiçbir netliği olmasa da çok önceden aklıma gelen birkaç konu ihtimali vardı, belki onlardan birini kotarırım diye düşünüyordum...
Ama ne mümkün!

..İtiş Kakış, Hır Hır Hor Hor! ..

Öyle bir ortamdayım ki, ben bu ortamdan değil güzel bir yazı, başı sonu belli bir cümle çıkarırsam bile başarıdır!
Öncelikle, televizyon açık ama yarım gözle bakan kocam dışında kimse seyretmiyor. Sol yanımdan gürültüsü gelip duruyor.
Arada babam kocama bir şeyler anlatıyor.
Annem sessizce tabletinde bir şeyler karıştırıyor...
Buraya kadar normal sayılır değil mi? Yani tamam, çok elverişli bir yazma ortamı olmasa da, yine de çok feci değil...
Peki ya bu ortamın üstüne, bir ağzı salyalı Avarel ve yerinde duramayan koca popolu bir Joe Dalton eklersek durum nasıl olur?
Bu noktada Avarel; benim ikinci kuçum Faik, Joe da; annemin güdük kuçusu Karamel oluyor.
Ve biri dev anası, diğeri yer mantarı bu iki yaratık, tam oturduğum yerin yanında ortalığı birbirine katıyor, biri, bacak kadar boyuna bakmadan hır hır hırrr sesleri eşliğinde hem oynayıp, hem coşarken, diğeri ise koca cüssesine aldırmadan koltuk tepelerine ve hatta bizim tepemize çıkmaya ve o şekilde oynamaya çalışıyor.
Diğer yandan kocam onları susturmaya, dev anasını koltuktan indirmeye çalışıyor, inen köpek iki dolaşıp, bumerang gibi geri dönerken, güdük Karamel ise hır hır hor hor sesler çıkarmaya devam ediyor! Bu arada televizyon hala açık, oradan vır vır vır konuşuyor, sonra babam kudurukları kışkışlıyor, susturmaya çalışıyor, annem kocama bir şeyler söylüyor... Bu arada irikıyım Faik, bacaklarımın altından beni kanırta kanırta geçmeye ve oyun arkadaşına ulaşmaya çalışıyor, tv'de reklam başlıyor, kocam babama, yazlık ev için, "Termosifon mu taksak, şofben mi?" diye danışıyor, Karamel tırnaklarıyla tar tar tar kanepenin yastıklarını kazıyor, televizyonda izlenmeyen program tekrar başlıyor bır bır bır....
İMDAAAT!
Yazamıyoruuum!
Ol-mu-yor!
Kafa bu yahu, bi sessiz olun!

.. Ah Eylül Sen Ne Çakalsın! ..

Tabii siz şimdi "Başka odaya gitsene, sakince yazarsın." diyorsunuzdur.
Yok ya! 
Sessiz odaya gideyim de, "yazamıyorum" bahanem elimden gitsin! 
Birkaç gündür hem uykusuz hem de fiziken yorgun bünyemin en baba yazı konusunu bile kotaracak gücü yok. Son geceye bırakınca böyle oldu.
Aferin bana.
Hal böyle olunca da etrafımdaki ortamın 'dezavantajlarından' kendime avantaj yaratmaya çalışacak kadar çakallaştım birden.
Hoş salonumuzun ortamı çok sevimli aslında ama işte böyle bir ortamdan ancak bu şekil bir yazı çıkıyor.
Hayır, işin garibi sevgili itlerim sessizliğe gömüldüler şimdi, biri oraya, biri buraya serildi yorgunluktan..
Ama onlar sustu diye yeni yazı döşenecek değilim bu saatten sonra.

Hatta ışık hızıyla sıvışıyorum şu anda.
Haydi kalın sağlıcakla!
:)






2 yorum:

  1. :)))Faik de Karamel de çok tatlılar:))ben kediciyim ama köpeğim de olsaydı, Bücürük'e abilik etseydi diye hep hayal kurarım, ne şanslısın, annenlerin yıldönümü kutlu olsun, sevgilerimle:)

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler Müjde Abla.:)
    Evet kedi ve köpeğin birlikte olduğu ailelere bayılıyorum ben de... Hatta kedi-köpek koyun koyuna yatıyorlar böyle, ne güzel...:) Belki Bücürük'ün de olur bir gün köpek abisi.. Ama tabii o bu durumdan hoşlanır mı bilemeyiz.:))

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...