Sayfalar

11 Nisan 2014 Cuma

Direksiyon Başındayım. (Aklı Olan Saklansın!)


Ataköy'ün 2,3,4 ya da 5. kısımlarında oturuyorsanız, mümkünse bu haftasonu arabayla dışarı çıkmayın.
Çıkacaksanız bu bölgeleri hızlıca terk edin.
Yaya olarak çıkacaksanız da mümkünse kaldırımın ennn güvenli tarafından, yola fazla yaklaşmayarak yürüyün!
Kedinizi, köpeğinizi lütfen yola fırlayacakları şekilde serbest bırakmayın.
Arabalarınızı ise mümkünse kaldırıma park etmeyin, otoparkınıza sokun!
Ha bir de, dikiz aynalarınızı içe kıvırın ki başına bir şey gelmesin.
Zira ben bu haftasonu bu bölgelerde direksiyon çalışıyor olacağım!..

Ehliyet kursu sürecindeki anılarımı ve her türlü şaşkınlığımı bu ve bu yazımda anlatmıştım.
Sınavlarıma girdim, hem test sınavını, hem de direksiyonu başarıyla geçtim. Ama ne var ki sınavdan sonra bir kez bile direksiyon başına geçmedim!
Ta ki bu haftaya kadar!
Annemin eski arabasının bana kaldığını yazmıştım önceden. Babamlar arabayı Bodrum'a götürecek, gidince orada kullanayım diye ama ben daha elimi bile sürmemişim! Eh, madem öyle, gitmeden önce biraz alıştırma yapayım dedim.

.. Fren Nerede, Gaz Nerede, Nasıl Çalışıyor Bu Araba !?! ..
Direksiyon derslerim genelde iyi geçmişti, sınavım da öyle. Öyle ki sınav sırasında 
çok rahattım, kuruldaki amcaları gezmeye çıkarmışım sanki. Böyle bir keyif, şeritler arasına kayar gibi gezinmeler, üst viteslere sorunsuz geçmeler, park etmeler falan... Son anda iki kere kere stop ettirmem dışında, bal kaymak.
Sandım ki yine öyle olacak. Sanki arabam, "Oo hoşgeldin sahip, gel sana bir tur attırayım!" deyip beni kendiliğinden gezdirecek.
Tabii ki hiç öyle olmadı!
Değil rahat rahat gezmek, size yemin ediyorum, gaz pedalı nerede, fren nerede onu bile unutmuşum!
Bu heyecan ve panikle geçtim direksiyonun başına. Önce arabayı mı 
çalıştıracağım, vitese mi takacağım, ayağım nerede duracak, hepsi fıs! Aa bir de 
el frenini indirmek lazımdı değil mi kalkmadan!.. Hepsi uçmuş kafamdan. 
Buyur buradan yak.

Kullanmaya çalışırken de durum aynı. Yandan gelen arabalar üstüme çıkacakmış hissiyatındayım sürekli, o yüzden sağa yanaşıyorum kıyın kıyın, bu sefer anneme fenalıklar geliyor, park etmiş araçları çizeceğim diye. Nitekim çok kere çizmeme ramak kalmış.
Hatta birinin aynasına giydirmişim ama farkında değilim. Neyse ki bir şey olmamış. Annem soruyor, 
"Sesi duymadın mı pat diye?!"
Yoo duymadım, yoldaki kediye kilittim çünkü o anda, paşam karşıya geçecek mi, 
geçmeyecek mi diye!
Bu arada yavaş gittiğim için arkamda arabalar birikiyor. Kimisi sabırsız, basıyor kornayı, ben de iyice panik olup stop ettiriyorum.
İşin en beteri de çok lüks sınıfına giren arabalar. Onlar bende öcü görmüş hissi yaratıyor, aman diyorum yanaşmasınlar bana fazla! Bir yerlerine ucundan dokunduracağım diye aklım çıkıyor!..

.. Kamyon Şöförü Hamurum Depreşince ..
Bu arada nasıl bıdı bıdı konuşuyorum, gelene geçene saydırıyorum sürerken. Önümden geçen amcalara, teyzelere, abilere, ablalara, uçan kuşa... "Seni koca dötlü senii, niye atladın önüme?!" diyorum, "Amca çekil, sana bi çarparsam elindeki damacanalarla havaya uçarsın!" diyorum...  Bir başkasına, "Çabuk geç, alacağım bacaklarını altıma haa!" diyorum. Tabii onlar duymuyor, ben böyle stres atıyorum! Adam bilse benim ne acemi olduğumu, tabanları yağlayıp kaçacak zaten ama tabii bilmiyor garibim, saf saf, ceylan gibi sekiyor önümde...
Annem, çok konuşursam kafamın dağılacağını söylüyor, "Yok ben böyle rahatlıyorum" diyorum, sonra o konuşunca "Dur, sus kafamı karıştırmaa!" diye çıkışıyorum.
Klinik vakayım yani.
Ama kimse şaşırmasın. Ben taa eski yazımda demiştim, kendimden kamyon şöförü sinyalleri alıyorum diye. Eh, hocasız ve kendi arabamla ilk çıkışlarım bunlar ve içimdeki hırtlık şimdiden sızıntı yapmaya başladı.
Anladım ben, öyle kibarcık sürücü çıkmayacak benden. Tamam, elimde levyeyle inmem arabadan belki ama çenem de durmayacak belli oldu! 

Yarın yine çıkacağız annemle. 
Vallahi yazık ona. :)
Bir de ben ani hareketler yapınca, yan tarafta bacağıyla "hayali" frene basıp durmuyor mu, işte buna çok gülüyorum!

Bu süreçte benden daha çok yazacak şey çıkardı ama gidiyor araba, hazirana kadar binemeyeceğim.
Ataköy halkı, yarından sonra siz derin nefes alabilirsiniz.
Bodrumlular, siz ise şimdiden önlemlerinizi almaya başlayın isterseniz. 
Çünkü  hem iki ay boyunca araba kullanmamış, hem de son derece acemi sıfatıyla yollarınızda fink atacağım!
Hayır yani, en azından ben fren ve gazın yerini tekrar hatırlayana kadar... isterseniz pek dışarı çıkmayın!...
Benden söylemesi... :)

6 yorum:

  1. :))))))iyi ki sizin oralarda oturmuyorum :))))kolay gelsin hadi hayırlısı:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Çok teşekkür ederimm! Evet, şu sıra aklı olan benden uzak dursun.:) Bugün de az daha bi kadıncağızı çiziyormuşum ve yine farkında değilim. Sağıma bakmayı öğrenmeliyim.:/ :)

      Sil
  2. Bana bu yaşananlar tanıdık geldi:) Zamanında ben de Kilyos taraflarında direksiyon çalışırdım. Eşimi dik bir yamaçtan aşağı uçuruyordum:) Ama tamamen onun suçuydu, beni keçi yolu gibi daracık bir yola sokmuştu (ehliyetimi alalı bir hafta olmuştu) Ben tamamen masumum yani:P.. İyi çalışmalar dilerim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ooo geçmiş olsun.:/ Bizim bu eşlerde bir gözü karalık var sanırım. Benim kocam da hemen vızır vızır yollara, E5'e falan çıkarsın diyor bana.:)) Ama şimdilik sorun yok çünkü annemlerle çalışıyorum, ölseler keçi yoluna falan sokmazlar beni.:))

      Sil
  3. Bayıldım Eylülcüm!... Çokk tatlısın valla. <3
    Kolay gelsin annene de -sana da....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teyzecim sen misin, sen olduğunu düşünüyorum.:)) Çok teşekkür ederim! Gel gezdireyim, bak bakalım o zaman da tatlı buluyor musun.:))

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...