Sayfalar

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Ekime Kadar Serbest Uçuş



Kendime ekime kadar özgürlük hediye ediyorum!
Nasıl bir özgürlük derseniz, ekime kadar cumartesi ve pazartesi günlerine bağlı kalmadan, özgürce yazmak istiyorum.
Bodrum'a geldiğim günden beri kendimde, Cumartesi Yazısı yazma ve Tatlı Pazartesi yapma konusunda bir -nasıl diyeyim- tutukluk hissediyorum.
Yani, sürekli yazı günlerimi unutuyorum ve "Aaa cuma gecesi olmuş, ben yazımı yazmadım eyvah!", "Amanın bugün pazartesi, ben Tatlı Pazartesi yaptım mı? Yok, yapmadım yahu, Allah kahretmesin beni!"  hallerine girip duruyorum.
Ya da hafta ortasında aklıma güzel bir konu geliyor, hadi hemen oturup şunu yazayım diyorum ama içimin uyanık ve sinsi kısmı anında devreye girip şunu deyiveriyor:
"Dur dur, şimdi yazıp da harcama bu konuyu, cumartesi yazısına sakla!" diyor. Ama bunu söylerken keşke konuyu bir yere not etmemi de tembihlese, çünkü ben anında unutuyorum ve cuma gecesinin saat bilmem kaçı olduğunda, uykudan süründüğüm bir anda yazı yazmam gerektiği aklıma geliyor ve tabii ki geçmiş ola!
Tatlı Pazartesi yapmak ise başlı başına bir iş, ona hiç girmeyeyim zaten.
Neyse.
Yani ben hayatta yapmaktan en ama en çok keyif aldığım şeyi, yazmayı, böyle kalıplara sokmak istemiyorum. En azından ekim ayına kadar.
Ekime kadar tamamen özgür olmak, canım ne zaman isterse o zaman yazmak istiyorum. İçimden geldiğinde sadece bir satır bile olsa ses vermek istiyorum. Ya da belki bir paragrafla, o anki hislerimi size aktarmak, kısacası bazen sadece bir merhaba deyip kaçabilmek istiyorum.
Haftada bir güne bağlı kaldığım zaman, kendimden beklentim de yükseliyor. Bu kötü bir şey mi, tabii ki hayır. Ama sadece cumartesileri yazdığımda, kısacık, bir iki cümlelik bir paylaşım yapıp kaçmak içime sinmiyor. 
Bu da -en azından şu sıralar- beni biraz daraltıyor!

Şimdi önümde iki seçenek var. 
Birincisi, ekime kadar gayet özgür ama aksatmadan, arayı açmadan yayın yapacağım ve eğer hepimizin hoşuna giderse, her şeyden önemlisi bu şekilde de disiplinimi sağlayabilirsem, ekimden sonra da böyle devam edeceğim.
Ya da, duruma göre, ekimde yine Cumartesi Yazısı + Tatlı Pazartesi olarak devam edeceğim. (Bu arada, ne olursa olsun, ekim ayında Tatlı Pazartesi aynı şekilde devam edecek, onda değişiklik olmayacak.)

Bu iki yoldan hangisine gideceğimi beraberce göreceğiz. 
Ama ben bu yeni sürecin bana çok keyif vereceğini düşünüyorum. 
Umarım sizler de keyif alırsınız.

Bundan sonra hangi gün yazacağım belli olmadığından, yazılarımı kaçırmamak için blogumu sağ sütundan Gökkuşağı Dosyası'nı takibe alabilirsiniz. Ya da Facebook sayfamı takip edebilirsiniz. 


Bodrum'dan püfür püfür rüzgarlarla birlikte miss gibi deniz kokusu yolluyorum size!
Herkese süper bir haftasonu dilerim.


4 yorum:

  1. Eylül'üm ben bu yeni kararını çok sevdim, canın ne zaman yazmak istiyorsan o zaman yaz, özgür bırak kendini, şu gün yazacağım diye de kendini zorlama zaten:)sevgilerimle:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Müjde Abla, benim için daha keyifli olacağını düşünüyorum. Bu da otomatikman okuyanlara yansır zaten. Bakalım. :)
      Kocaman sevgiler. :)

      Sil
  2. Dediğin gibi bizler için önemli olan yazı yazmak, nasıl olduğu mühim değil ;) Bu şekilde rahat edeceksen bence aynen böyle devam etmende fayda vardır... Misal ben ucu açık takvimlere uymakta çok zorluk çekiyorum. İşlerim planlı programlı olacak, ancak o şekilde verimli olabiliyorum. Canım ne zaman isterse dersem kesin ucunu kaçırırım ve bu sefer de kaçırmayayım diye stres olurum, fena durum bende :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında çok haklısın, ben de senin gibiyim çoğunlukla. O yüzden İstanbul'dayken cumartesi ve pazartesi günlerine bağlı kalarak yazmak çok rahat geliyordu bana, sınırım belli, düzenim belli oluyordu. Ama burada, Bodrum'da, bir türlü tutturamadım. Bu sefer de bu sınırlama battı bana. :) O yüzden ekime kadar böyle serbest olayım, sonra ekimde karar vereceğim nasıl devam edeceğime. ;)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...