Sayfalar

13 Nisan 2012 Cuma

Küçük Mucize Odaları



Çeşit çeşit, birbirine benzeyen ya da benzemeyen evlerde yaşıyoruz. Kimimizin kocaman bir  dairesi ya da villası var, kimimiz ise nohut oda - bakla sofa tabir edilen minik bir yuvada  kuruyor dünyasını. 1 odalı, 3 odalı, 5 odalı, bilmem kaç banyolu, salonlu evler bunlar. Bazen gelişigüzel, bazen de tonla para harcanarak döşeniyor içindeki odalar. Kimisi bulduğunu koyuyor, kimisi en trend mobilyalarla donatıyor ortamını... Ve hepsinin bir adı oluyor mutlaka: yatak odası, oturma odası, giyinme odası, çalışma odası, çocuk odası diye sınıflanıyorlar.

Ama bir de herhangi bir sınıfa girmeyen, tanımı olmayan  odalar var... Şu odası ya da bu odası diye etiketlenmeyi hak edebilecek kadar büyük ya da işlevsel olmayan çıkıntı odalar bunlar... Genelde evin fazlalıklarının, pılı pırtının konulduğu; kışın yazlıkların, yazın da kışlıkların kaldırıldığı ama depo odası etiketine de layık görülmeyen,  karanlık, kimliksiz, kendi haline terk edilmiş dışlama odalar... 
Aslında bir nevi bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur odaları bunlar. Şu silik kızı bi tımara sok, iki makyaj yap ilik gibi olur üüüfff deriz ya bazı kişiler için. O hesap. Aynı şey bu odalar için de geçerli. Kendi haline terk ettiğin zaman kişiliksiz, bakımsız ve değersiz bir alan olarak kalırlar.  Ama el verip güzelleştirmeye karar verirsen, hele bir de ruhunu katarsan bambaşka bir yere dönüşüverir o izbelik. Bambaşka. Gönlünden kopan renklere boyadığın, görmekten mutluluk duyduğun parçalarla donattığın ve üstelik hiç kimsenin evinde olmayan bir oda çıkmış olur ortaya. Kat planlarındaki şu odası, bu odası klişelerini yıkan, alt kattaki Falanca Teyze'de ya da üst kattaki Filanca Abla'da olmayan, kişiliğiyle, işleviyle, ismiyle ve ruhuyla sadece sana ait olan bir küçük mucize odası...Yoktan var olan, çirkinden güzele dönüşen, senin mutluluklarınla, hayallerinle, ruhunla aydınlanan ve anlamlanan bir küçük dünya. 

3 + 1 + mucize odası. 

Bunu yaratmak mümkün. Ve sadece evlerde değil, yaşamın her alanında yaratmak mümkün küçük mucize odalarını. Eğer hayatımızın bütünü bir ev ve hayatımızın yılları, ayları ya da haftaları odalar ise; hayat evimizde ismi cismi belli olan odalarımızın yanı sıra, istediğimiz kadar küçük mucize odaları yaratabiliriz.
Bizim için herhangi bir şey ifade etmeyen, sıradan, öylesine, rengi gri bir günü bile küçük eklentilerle bir küçük mucize gününe çevirebiliriz. Tatile çıkmamız, partiye gitmemiz, eşimizle herhangi özel bir şey yapmamız, hoplayıp dans etmemiz, öyle büyük olaylara girmemiz de gerekmez. Sadece bize keyif veren küçücük bir şeyi yapmamız bile yeter. 

İnsanlar ciddi şekilde pazartesi sendromu yaşıyorlar mesela. Haftanın başı, güzel haftasonundan sonraki ilk iş günü diye.  Oysa bu sevimsiz günü, her pazartesi kendilerini özellikle mutlu eden bir şeyi yaparak ya da kendilerine bir minik hediye alarak daha sevimli ve hatta beklenen bir gün haline getirebilirler. Yani öyle ki, cumalar ve cumartesiler hayat evimizin en konforlu ve gözde odaları iken; pazartesiler de kendine has bir özelliği ve güzelliği olan, kendi kişiliğine sahip olan ve iple çekilen küçük mucize günleri olabilirler. Neden olmasın? 

Sen yapıyorsan olur. Sen hayatını, haftanı, gününü, odanı, dünyanı hangi renge boyuyorsan yaşadığın her şey de o renge bürünür. 
Çirkin odalar yok bu hayatta. Özenilmemiş, kendi haline bırakılmış ve henüz güzelleştirilememiş odalar var yalnızca...

Süpriz yapmayı bekleyen, dokunanın şansı olacak, onun ruhunu yansıtacak olan muhteşem odalar var...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...