Sayfalar

15 Eylül 2015 Salı

Her An'ıma Aşığım





Bu geceyi kendime, 'balkonda keyif' gecesi olarak tahsis ettim.
Kocam bilgisayarının başında çalışırken ve ara ara face'te gezinirken, tüylü evlatlarım evin içinde 'itlik' peşinde koşarken, bir şişe kırmızı şarabı kaptım, mumlarımı yaktım, kulağıma heeer türden şarkıdan oluşan bir karışık playlist taktım ve balkonumdaki kocaman saksından bozma kanepeme kuruldum.
Evet bu gece benim gecem.

Di.
Evet, "di."

7 Eylül 2015 Pazartesi

Bir Geceden Sabaha


Son birkaç gündür hiç yapamamış olsam da, kafam iyiden iyiye güzel gezmek, dibine kadar ve delicesine sarhoş olmak istiyorum. 

Ne sahilimde çığlık çığlığa bağıran Suriyeli adamın sesini, ne yan plajımda kıyıya vuran ve kalbimi dağlayan bebeği, ne sürekli üstümüze üstümüze ışık tutan sahil güvenlik botlarını, ne gecenin derinliğimden gelen siren seslerini, ne de daha on sekizinde, yirmisinde, belki daha hayalleri bile olamadan patlayarak, parçalanarak can veren genç adamları düşünmek istiyorum. 

Birkaç saatliğine ya da geceden sabaha kadar, başka bir gezegene, başka bir gerçekliğe ışınlanmak istiyorum. Çığlıklar atarak koşmak, üstümü başımı çıkarıp, gecenin bir yarısı kendimi denize, dalgaların içine atmak, köpüklerle oynaşmak, asla gidemeyeceğim kadar uzaklara yüzmek, yıldızlarla konuşmak, ay ışığında denizde sırt üstü yatmak, karanlık sokaklarda şarkı söyleyerek dans etmek istiyorum. Çölde su bulmuş gibi, en büyük hayalim gerçek olmuş gibi, en ummadık anda aşık olmuş gibi, yeniden küçücük bir çocuk olmuş gibi hoplamak, zıplamak, havalara uçmak ve masalsı bulutlara tutunmak istiyorum.

Gerçek dünya, bugünlerde yaşadıklarımız olmasın, bunların hepsi kurmaca olsun, gerçek hayat aslında... gerçek dışı olsun istiyorum!

Denizin kokusu burnuma dolduğunda, ellerimi yumuşacık kumlara göndüğümde, tatlı bir uykuya daldığımda ve güzel bir çörek kokusuyla o uykudan uyandığımda hissettiğim gibi... 
Sevdiğime sarılıp uyuduğumda, bir parça ekmeği zeytinyağına bandığımda, sabahın ilk kahvesini yudumladığımda, bir minik kedinin doyduğunu gördüğümde, köpeklerim sevgiyle ve çıkarsızca kuyruk salladıklarında duyumsadığım gibi olsun dünya, böyle olsun gerçekler de.

Kötülük her köşe başında gezinmesin, hayat böyle zalim, gerçekler bu kadar acı 
olmasın istiyorum.

Sadece bir geceden sabaha, gerçek olmayan bir dünyayı, gerçekmişçesine içime çekerek yaşamak istiyorum.



Klavye Başında Acılarımız



Uyumak üzere yatarken, sabah gözünü açacağın günün lanet bir gün olacağını bilmek ne acı. Bunu hepimiz yaşadık dün gece, Dağlıca haberini aldıktan sonra. 

Ama o acıyı bir de ateşin düştüğü yerlere sor! 

Hepimizden geçip gidecek bu acı, kimse inkar  etmesin, ha belki çabuk, belki uzun süre sonra. 
Ama geçecek. 
Teker teker kaldıracağız o kara profil resimlerimizi. Gündelik, hatta eğlencelik paylaşımlarımıza döneceğiz. Hatta bir çoğumuz, sabah sosyal medyada profilini karartırken, gece gezmelere akacak. Siyah foto orada dururken, hoppala hoppala dans edecek. Belki bir yandan Facebook'ta terörü lanetlerken, yandaki tabda Youtube'tan komik videolar izleyecek. 
Ve inanın ki bunu kınamak için söylemiyorum. 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...